Onursal Yargıtay Lideri Sami Selçuk, vali ve kaymakamların vakit zaman protosto aksiyon ve yürüyüşlerini yasaklamasının yasal olmadığını söyledi.
Prof. Selçuk SÖZCÜ’ye şunları söyledi: “Dış dünyaya özürlülüğünüzü yansıtmak içinde kimi araçlar öngörülmüştür. Anayasa diyor ki: idarenin yaptığı süreci siz gerçek bulmuyorsanız onu protesto etmek istersiniz. Onun hakkında ya yazı yazarsınız ya da sokakta yürüyüş yaparsınız. Gidip vali ya da kaymakama şu caddede yürüyeceğinize ait bilgi veriyorsunuz. Bilgi vermenizin emeli, hareketinizin sağlıklı bir halde gerçekleşmesidir. Ancak vali ya da kaymakam ne yapıyor? Yasaklıyor, ‘yürümeyeceksin’ diyor, polis-jandarma gönderip engelliyor. Valinin, kaymakamın bu türlü bir yetkisi yok. Bu yetkiyi kullanan her vali Türk Ceza Maddesi’nin 250. Unsuru’nu çiğnemiş demektir. Eski bir yargıç olarak, hukukçu olarak söylüyorum, bu cürümdür. Üstten yazılı buyruk gelse bile bu kabahati işlemeyiniz. Üsttekilere değil, beşere ve demokrasiye hizmet ediniz. Ne yazık ki bu türlü bir şuur Türkiye’de yok. Siz o mevkilere geldiğiniz vakit insanları köleleştirmeye değil, özgürleştirmeye geliyorsunuz. Sizin vazifeniz bu.”
DEMİREL’İN TELEFONU
Selçuk, geçmişte yaşanan yargı olaylarıyla ilgili örneği de merhum Süleyman Demirel’in başbakanlığı periyodundan verdi. İşte yargıda o gün yaşananlar: “Rahmetli Demirel’in lideri olduğu Adalet Partisi tek başına iktidar olduğu periyotta, partisinin ilçe başkanlığında vazife yapan arkadaşlardan bir tanesi başkasını dövüyor. Dava açıldı. İçeride yargılama sürerken bir memur geldi. Eli ayağı titriyor. ‘Başbakan ilçe lideriyle görüşmek istiyor’ dedi. Ben de savcıyım. Memura ‘Hakim beyefendi yargılama yapıyor, gir içeriye söyle. Uygun bulursa konuştururuz’ dedim. O vakit yalnızca savcılarda telefon var. İçeriye girdi, perişan biçimde çıktı. Ne olduğunu sorduğumda ‘Başbakan beklesin; duruşma yapıyorum. Duruşmayı kesemem’ dediğini söyledi. İşte, biz bu türlü devirleri yaşadık.”
EFELİK YAPILMAZ
“Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar yanlışsız yahut yanlış olabilir. Fakat uymak zorundadır” diyen Selçuk açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çünkü Anayasa bunu emrediyor ve hiçbir açık kapı bırakmıyor. O buyruğa uymayan rastgele bir yargıç yargılama organında çalışan yahut savcı cürüm işlemiş demektir. Artık buradan ona uyacaksınız. Anayasa Mahkemesi’nin yanlış yaptığına inanıyorsanız, kararı beğenmiyorsanız yeniden uyacaksınız. Beğenmiyorsanız gidersiniz bir makale yazarsınız. Ancak resmi vazifenizi yaparken uymamazlık edemezsiniz. Hukuk efelik yapacak yer değildir.
